Bu köşeyi takip edenlerin hatırlayacağı üzere ben her Ramazan, bu iklime dair en az on-on beş yazı yazardım. Bu yıl Ramazan’ı tarifsiz acılarla, ayrılık acıları, merhum Haydar Baş Hocamızın ahirete rıhlet acıları ile karşıladığımız için yaklaşık on beş gündür tek gündemimiz bu oldu. Güya bir şeyler karalamaya çalıştık, hasretimizi dile getirdik, hatıralarımızı yâd ettik ama hasreti teskin etmek ne mümkün? Demirci dükkânındaki körüğün önünde ateş nasıl her dakika kor halini alır, nara dönüşürse ondan ayrılalı beri geride kalan her gün yüreğimizdeki ateşi korlaştıran körük yerine geçiyor. Günbegün artarak yanmakta olan hasret ateşimizi biraz olsun her akşam dinlediğimiz iftar sohbetleri serinletiyor. Hayatta iken yaptığı konuşmalar, yazdığı yazılar, fırça ile karışık y…
Devamı: http://http://www.yenimesaj.com.tr/ramazan-ikliminde-tefekkur-deryasina-dalmak-H1342293.htm