İlk sûfîlerden Abdullah et-Tüsterî, sidretü’l-müntehâyı “beşerî bilginin bittiği yer” diye tanımlamış, ilâhî feyizlerin Hz. Muhammed Mustafa’ya sidre üzerinden geldiğini ve ona metanet verdiğini söylemiştir. Sidretü’l-müntehâ, peygamberler ve onlara tâbi olan mutlu insanların amellerinin sûretlerinin bulunduğu yerdir, bu sûretler kıyamete kadar burada muhafaza edilir. Bu amellerden yansıyan ışıltılar sidreyi bürümüş ve onu göz kamaştıran bir güzelliğe kavuşturmuştur. İbnü’l-Arabî, güçlü bir anlatım yeteneğine sahip bulunan Hz. Peygamber’in sidretü’l-müntehâ hakkında susmayı tercih ettiğine göre insanların da susması gerektiğini söylemiştir. Susuyoruz- Bizim için Hocamızın maşukuna kavuşması sidretül müntehadır. Amma şunu da biliyoruz ki, Üstad çok büyük ameller bırakarak gö…
Devamı: http://http://www.yenimesaj.com.tr/hangi-tohum-ekildi-de-bitmedi-ki-H1341658.htm