Kitlelerin alın terini sömürüp semirenler, aynı halk yığınlarına, alın terinin davacısı olmamayı bir kutsal dava olarak yutturarak onların haklarını yutmaya devam etmişler. Emeğinin, nasırlı ellerinin kazancı ile zar zor geçimini sağlayan, çocuklarını okutmak ve bu ülkeye asker yetiştirmek için kıvranan geniş halk kitlerini, emeklerinin peşine düşmemeyi, kazandıkları haklarını dava etmemeyi, güya vazgeçilmez bir dava olarak telakki etme hususunda ikna etmişler ve onların emekleri üzerine çökmüş-çöreklenmişler. Sendikaların büyük bir çoğunluğu da, üyelerini, emeklerinin davacısı olmasınlar diye, günü geldiğinde ikna turlarını sürdürmektedirler. Günün alnında, güneşin altında, bilmem kaç derece kızgın ateşin karşısında akan terler ve o terlerden oluşan dereler, çaylar ve ırmak…