Ayda iki seferim olurdu Suriye’ye, *”Bahar fitnesi” uyandırılmamış ve “Foseptik Strateji” henüz eşelenmemişti. Demokrasinin D’sine hasret ülkeler o menem demokrasiyi getirmek için yollara koyulmadan aslında Suriye’de demokratik bir hayat vardı. Bazıları için sözden öteye geçemeden çok önce ben birkaç kez cumaa namazı kılmıştım Şam’daki Umeyye Camii’nde. Bir cumaa hutbesinde imam, -ki, daha sonra merhum şehid Ramazan el-Bûtî olduğunu öğrendim- şu meşhur hadis-i şerifi işlemişti hutbesinde; “men arefe nefseh(û) fe-kad ‘arefe rabbeh(û).” “Nefsini bilen ancak Rabbini bilmiştr.” Yada şöyle tercüme edeyim; “Arif-i billah olmak istiyorsan önce nefsini tanımalısın.” 90’lı yıllarda kapak yapmıştı İcmal Dergisi bu hadisi şerifi. Nefisten kaynaklı tehlik…
Devamı: http://https://www.yenimesaj.com.tr/nefsini-bilen-rabbini-bilir-H1506903.htm