Pazarda sebze-meyve alan insanımız, ‘sakın çürükleri koyma’ diye pazarcıyı uyarır. Evde poşetten çürük çıkarsa bir daha o pazarcıdan alış-veriş yapmaz. Vatandaşın bu hassasiyeti ev alırken de, elbise alırken de, don alırken de kısaca hayatın tamamında böyle. Olması gerekende bu zaten. Ama iş siyasete gelince insanımız bu hassasiyetini kaybediyor, ‘pazara kadar değil mezara kadar seninleyiz’ taraftar mantığına bürünüyor. Sonra başlıyor şikayete. Ardından tekrar sandığa gidiyor yine aynı oyu veriyor ve yine başlıyor şikayete. İnsan, hiç verdiği oyu daha doğrusu verdiği yetkiyi sorgulamaz mı? ‘Sen, bana şu şu vaatleri teklif ettin, bende sana yetkiyi verdim. Neden verdiğin sözleri yerine getirmedin’, diye sormaz mı? Hayatın her alanında ve devletin her kademe ve kurumun…
Devamı: http://https://www.yenimesaj.com.tr/adalet-kadiya-gore-ise-gun-gelir-kadi-da-degisir-H1506720.htm