Bilmem ki, dört bir yanda dertlerin mantar gibi çoğaldığı bir zaman dilimine mi rastladık? Yoksa aslında etrafımızda bu kadar dert ve bu kadar dertli yok, fakat biz gözümüzde mi büyütüyoruz? Bilmem ki, başkalarına oyun ve eğlence gibi görünen gelişmeler, gidişler ve gidişatlar ve her gün her yana yayılan haberler, bizim karşımıza dert yumağı olarak mı çıkıyorlar? Yoksa hayatın her yanından, insanı ve toplumu ilgilendiren her sektörden dertler dağlar gibi dalgalar halinde üstümüze üstümüze geldiği halde, birileri, bazıları, ‘görmedim, duymadım, bilmiyorum’ rollerini oynuyor da, bu rolleri oynamayı biz mi beceremiyoruz? Yoksa ‘Gitme ey yolcu beraber oturup ağlaşalım/ Elemim bir yüreğin kârı değil paylaşalım’ dizeleri sadece bizim kulağımıza, bizim yüreğimize mi çarpıp pare…
Devamı: http://https://www.yenimesaj.com.tr/dertleri-anlatmada-dil-kifayetsiz-H1510223.htm